Referans Gazetesi-31.07.2009
Veysi SEVİĞ
FİNANSAL KİRALAMA ŞİRKETLERİNİN BELGESEL SORUMLULUĞU
Finansal Kiralama Yasası’nın 4’üncü maddesi uyarınca finansal kiralama sözleşmeleri, kiralayanın, kiracının istemi ve seçimi üzerine üçüncü kişiden satın aldığı veya başka suretle temin ettiği bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere ve belli bir süre feshedilmemek koşuluyla kira karşılığında, kiracıya bırakılmasını öngören bir sözleşme türüdür.
Vergi Usul Yasası’nın mükerrer 290’ıncı maddesinde yer alan tanımlamaya göre de finansal kiralama, kira süresi sonunda mülkiyet hakkının kiracıya devredilip devredilmediğine bakılmaksızın, bir iktisadi kıymetin mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan tüm risklerle yararların kiracıya bırakılması sonucunu doğuran kiralamalardır.
Finansal kiralama yasasına göre, finansal kiralama şirketinin, finansal kiralama konusu malı üçüncü kişiden satın alması söz konusu olabileceği gibi, başka bir şekilde de temin etmesi mümkün olabilmektedir. Bu özellik finansal kiralama sözleşmesinin kendine özgü yapısından kaynaklanmakta ve üçlü taraf sistemine dayanmaktadır. (Kocaağa, Köksal “Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama (Leasing) Sözleşmesi, Yetkin Yayınları.)
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Yasa Tasarısı’nın 18’inci maddesinde de “Finansal Kiralama Sözleşmesi” kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü bir kişiden veya bizzat kiracıdan satın aldığı veya başka suretle temin ettiği veya daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğinin her türlü faydayı sağlamak üzere, kira bedeli karşılığında kiracıya bırakılmasını öngören sözleşmedir.
Sözü edilen tanımlamalardan da anlaşılacağı üzere finansal kiralama sözleşmesi, ihtiyaç duyulan malların, üçüncü bir kişiden ya da bizzat kiracıdan finansal kiralama şirketince satın alınarak veya başka bir suretle temin edilerek kullanımının bir bedel karşılığında kiracıya devredilmesi yoluyla karşılanması için yapılabilmektedir. Yapılan bu yeni tanımlama ile finansal kiralamaya konu olan malın sadece üçüncü kişilerden değil, bizzat kiracıdan da temin edilebilmesine imkân getirilmiş, böylelikle uluslararası uygulamada bir finansman yöntemi olan “sat-geri kiralama” işleminin yapılabilmesine imkân tanınması öngörülmüştür.
Ancak bu tür bir uygulamada karşımıza önemli bir sorun çıkmaktadır. Şöyle ki:
Vergi Usul Yasası’nın 359’uncu maddesinin (a) bendinin 2 numaralı fıkrası uyarınca “Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı (içeriği) itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar hakkında hapis cezasına” hükmolunabilmektedir.
Oysa yukarıda yapmış olduğumuz tanımlamalardan da anlaşılacağı üzere bazı finansal kiralama işlemlerinde leasing yapan yani malı kiraya veren bir şirket, malı kiracının talebi üzerine edinebilmekte, yine bazı hallerde kiracının edindiği malın finansmanını sağlamaktadır.
Çoğu kez, uygulamada kiralanan malın ve satıcının seçiminde finansal kiralama şirketinin bir etkisi olmamaktadır.
Gerçekte yine uygulamada bir finansal kiralama işleminde işlem akışını aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.
* Kiracı, malı ve satıcıyı belirledikten sonra finansal kiralama şirketine kredilendirme için başvuruda bulunmaktadır.
* Finansal kiralama şirketi durumu değerlendirerek gerekli krediyi tahsis etmektedir.
* Finansal kiralama sözleşmesi imzalanarak, kiracıya malı teslim alma yetkisi (hakkı) sağlanır.
* Satıcı, malı kiracıya teslim eder. Burada finansal kiralama şirketinin kiralama konusu malı teslim etme zorunluluğu yoktur.
* Satıcı fatura, irsaliye ve malı teslim alan kiracının tesellüm belgesini finansal kiralama şirketine gönderir.
* Finansal kiralama şirketi satıcıdan gelen belge ve kiracının onayı ve satıcıya finansal kiralama konusu olan malın bedelini öder.
Yukarıda ana hatlarıyla açıklanan işlem akışından da anlaşılacağı gibi, finansal kiralama şirketleri çoğunlukla işleme konu olan malı görmemektedir. Buna karşılık finansal kiralama şirketleri, genellikle belge üzerinde işlem yapar.
Yapılan hukuki işleme özgü olarak malik konumunda olan kiralayanın aktifinde mala ilişkin kayıt yerine kira alacağı yer almaktadır. Malın ekonomik maliki olan kiracı ise mal bedelini sözleşme ve kira ödeme planı uyarınca maddi olmayan sabir kıymetler hesabına, daha açıkçası Tek Düzen Hesap Planı uyarınca “Haklar” hesabına kaydeder.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, finansal kiralama şirketi, çoğu kez kiralama konusu yapılan varlığı görmemektedir. İşlem daha çok belge üzerinden yapılmaktadır. Bu durumda kiralama konusu varlığın faturalanmasından dolayı ortaya çıkan hukuki sorunlardan finansal kiralama şirketi sorumlu tutulurken, belgenin düzenlenmesinde söz konusu şirketin bilgisi olmamaktadır. Böyle bir durumda finansal kiralama işleminin yapılışında, Finansal Kiralama Şirketlerinin Vergi Usul Yasası’nın 359’uncu maddesi kapsamında sorumlu konumuna getirilmesi doğru bir yaklaşım olmamaktadır.
© 2009 - 2018 vergiburosu.com
- Tüm hakları saklıdır.