Referans Gazetesi-06.11.2009
Veysi SEVİĞ
ANONİM ŞİRKET MÜDÜRLERİNİN TİCARET HUKUKU AÇISINDAN SORUMLULUKLARI
Anonim şirketlerde müdürlerin sorumluluğu Türk Ticaret Yasası’nda 342-346’ncı maddelerin konusunu oluşturmaktadır. Sözü edilen yasanın 342’nci maddesi uyarınca: “Şirket muamelelerinin icra safhasına taalluk eden (ait olan) kısmı esas mukavele (ana sözleşme) veya umumi heyet (genel kurul) veya idare meclisi (yönetim kurulu) kararıyla idare meclisi azasından veya ortaklardan olmayan bir müdüre tevdi edildiği takdirde; müdür, kanun veya hiç yerine getirilmemiş olması halinde idare meclisi azasının (yönetim kurulu üyesinin) mesuliyetlerine ait hükümler gereğince şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı mes’ul olur.” Bu esasa aykırı bir şartın esas mukaveleye konması veya müdürün idare meclisinin emri ve nezareti altında bulunması mesuliyeti bertaraf edemez.
Dolayısıyla Türk Ticaret Yasası’nın 342’nci maddesinde ana sözleşme, genel kurul veya yönetim kurulu kararıyla atanan genel müdürün yasaya, şirket ile arasında mevcut bulunan ve yönetim kurulu kararı ile belirlenmiş sözleşmeyle veya iş görme koşullarını saptayan diğer hükümlerle yüklenilen işleri gereği gibi veya hiç yerine getirilmemesi halinde yönetim kurulu üyelerinin tabi oldukları hükümler uyarınca ortaklığa, pay sahiplerine ve ortaklık alacaklarına karşı sorumlu olacağı ilkesi kabul edilmiştir.
Yasal düzenleme gereği, “Müdürler, çeşitli bazı muayyen muameleleri ifaya mezun olmak üzere başkalarını tevkil” edebilirler; fakat müdürlük vazifelerini devredemezler. (TTK, madde: 345)
Ataması yapılan müdürler, yasa veya ana sözleşme yahut iş görme koşullarının tespit edilen diğer hükümlerle yükletilen mükellefiyetleri gereği gibi veya hiç yerine getirmemiş olmaları halinde, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarına ilişkin hükümler uyarınca ortaklığa, pay sahiplerine ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumlu olurlar. Bu kurala aykırı bir koşulun ana sözleşmeye konması veya müdürün yönetim kurulunun emri ve nezareti (denetimi) altında bulunması sorumluluğu ortadan kaldırmamaktadır.
Müdürler aksine esas mukavelede hüküm olmadığı takdirde yönetim kurulu tarafından tayin ve azlolunurlar. Bu bağlamda da müdürlerin atanması ve görevden alınmaları yönetim kurulu tarafından tescil ve ilan edilir.
Diğer yandan aksine ana sözleşmede hüküm olmadığı takdirde müdürler, yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerini aşan bir zaman için atanamazlar ve onlar gibi her zaman görevden alınabilirler. Pay sahipleri arasından seçilen müdür sebepsiz olarak görevden alındığı gerekçesiyle tazminat isteminde bulunamaz. (TTK medde: 344) Bu hüküm kamu düzenine yönelik değildir. Bu nedenlerle anılan hüküm ile sözleşmenin buna paralel hükmüne aykırı olarak yapılmış olan müdür atamalarına ilişkin hizmet sözleşmesinin geçersizliği kabul edilemez.
Türk Ticaret Yasası’nın 341’inci maddesinde hükme bağlandığı üzere genel kurul; yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılmasına karar verirse yahut dava açılmamasına karar verirse, esas sermayenin en az onda birini temsil eden pay sahipleri dava açılması yönünde rey kullanırsa, şirket bu karar veya talep tarihinden itibaren bir ay içinde dava açmak zorundadır. Bu müddetin geçirilmesiyle dava hakkı düşmez.
Şirket namına dava açmak, murakıplara (denetçilere) aittir. Ancak azlığın oyuyla dava açılması halinde, azlık murakıplar (denetçiler) bir vekil atayabilirler. Dava açılması yönünde oy kullanan pay sahipleri, hisse senetlerini şirketin zarar ve ziyanına karşı teminat olarak davanın sonuna kadar muhafaza edilmek üzere muteber bir bankaya yatırmaya mecburdurlar.
Müdürlerin Türk Ticaret Yasası’nın 342’nci maddesi uyarınca ortaya çıkan sorumlulukları dolayısıyla yargılanmaları farklı mercilerde olabilmektedir. Örneğin müdürler aleyhine açılması söz konusu olan davalar hizmet sözleşmesine dayandığı için iş mahkemelerinde, murahhas müdürler ile ortaklık arasında vekâlet ilişkisinin bulunması nedeniyle açılacak tazminat davaları ise asliye ticaret mahkemelerinde, asliye ticaret mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde görülebilmektedir.
“Ortaklık genel müdürü, kanuna, ana sözleşmeye veya iş görme koşullarını saptayan diğer hükümlere aykırı davranması halinde, yönetim kurulu üyelerinin tabi oldukları hükümlere göre ortaklığa, pay sahiplerine ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludurlar. Ancak davanın açılabilmesi için genel kuruldan karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir. Bu durumdan, mahkemece bu eksiklerin tamamlanması için davacı tarafa süre verilir.” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E:2007/3690, K: 2008/5378)
Türk Ticaret Yasası’nın 346’ncı maddesi uyarınca yönetim kurulu müdürlerin seçiminde özen göstermek ve onların işlerini sürekli nezaret etmekle yükümlüdür. Ayrıca yönetim kurulu müdürlere kendi yetkisini aşan konularda görev veremez. (Poroy, Tekinalp, Çamoğlu “Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku” 8. Baskı, Beta, Sf: 342) Aynı yasal düzenleme gereği yönetim kurulu üyeleri ehil olmayan müdürler atamak veya onların şirket için zararlı olan iş ve işlemlerine karşı duyarsız olmak veya yönetim kurulunun yetkili olmadığı konularda müdürleri yetkilendirmek suretiyle vermiş oldukları zarardan dolayı şirkete karşı sorumlu olmaktadırlar. Bu bağlamda bu tür bir kusura katılmadığını kanıtlayan yönetim kurulu üyesi hakkında sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
© 2009 - 2018 vergiburosu.com
- Tüm hakları saklıdır.