Hürriyet Gazetesi-06.06.2009
Şükrü KIZILOT
MAÇ BAŞLAMIŞ, 70. DAKİKADA KURALLAR DEĞİŞTİRİLİYOR
BU benzetme, doktor bir okuyucumuza ait. Yazdıklarını birlikte okuyalım.
DOKTOR GÖZÜYLE TAM GÜN YASASI
“Bir kamu hastanesinde çalışan, 19 yıllık pratisyen hekimim ve geçimimi daha çok özel muayenehanemden kazandığım ek gelir ile sürdürebiliyorum.
Şu an önümü göremiyorum. Devletten istifa etsem, işyeri hekimliğinin tam günden sonra nasıl uygulanacağını bilemiyorum, Devlette kalıp işyerimi bıraksam geçimimi nasıl sağlayacağım onu da bilemiyorum.
Ben bu mesleği 25 yıl önce part-time çalışma hakkı olan tek meslek olduğu için seçtim, 6 yıl okudum ve 19 yıldır icra ediyorum. Düzenimi iyi kötü bu şartlar altında oluşturdum. Oğlum özel okulda okuyor, kızım bu yıl ilkokula başlıyor.
Sayın Başbakan’ın sürekli örnek verdiği gibi maç başlamış, ikinci yarının son çeyreği oynanıyor ama 70. dakikada futbolun kuralları değiştiriliyor. Benim ve ailemin geleceği ile oynanıyor. Kötü niyetli muayenecilik (muayenehanesi olan ve etik çalışan meslektaşlarım lütfen alınmasınlar sözüm meclisten dışarı) cezalandırılmaya çalışırken, mesleğini etik olarak icra edenler de yanıyor.
Sağlık Bakanı, part-time çalışan hekim oranının yüzde 20-25 civarında olduğunu belirtiyor. Bu zaten az bir sayıya tekabül ediyor. Bence yasa çıkmamalıdır, çıkacaksa da bu part-time çalışan hekimlerin kazanılmış hakları korunmalı, Devlet yasayı bundan sonra istihdam edeceği hekimlere uygulamalı. Nasıl ki emeklilik yasası yıllara yayılmıştır, burada da o şekilde yapılmalıdır. Tabii bu şartlar altında çalışmayı kabul edip üniversite sınavında tıp fakültesi tercih edecek öğrenci bulabilirse.”
SAĞLIKSIZ GELİŞMELER
Yeni düzenlemeler, sağlık sistemindeki sağlıksız gelişmeler yönüyle düşündürücü.
Kamu ve Üniversite Hastanelerindeki Doktorların,
1) Muayenehane açmaları
2) Özel hastaneler dahil, özel sektörde çalışmaları,
yasaklanıyor. Bunlara; “Mevcut muayenehaneni kapat ya da kamu ve üniversite hastanesinden ayrıl” deniliyor.
Özel sağlık kurum ve kuruluşlarının da hekim kadroları donduruldu. Bu nedenle örneğin, muayenehanesini kapatan doktorun, herhangi bir hastanenin kadrosunda yer alması da mümkün değil.
Doktorlara, haftada 40 saatin üzerinde çalışmaları halinde, “parça başı-hizmet başı” ilave bir ücret verilmesi öngörülüyor. Yani “Mesai saatleri dışında 5 ameliyat yaparsan şu kadar, 10 muayene yaparsan da şu kadar ücret alacaksın” denilecek. Fazla mesaide “üst sınırlama” yok. Uygulamanın gereksiz ameliyatlara neden olabileceği ve fazla ücret almak için halk arasındaki deyimle “iki tık tık bir şık şık” yaparak daha fazla hastaya bakmaya çalışan doktorun, hizmet kalitesini düşüreceği endişesi de var.
Bu arada günde 8-9 saatin üzerindeki çalışmanın “malpraktis” olarak adlandırılan hekim hatalarını artırması da söz konusu.
Muayenehaneler kapatılınca, buralarda çalışan 80 bin personel (sekreter, hemşire, teknisyen ve diğer elemanlar) “işsiz” kalacaklar. İşsizlik zaten büyük bir sorun, bu düzenleme ile yangına adeta körükle gidiliyor.
Muayenehane ve diğer sağlık kuruluşlarında bulunan milyarlarca dolar tutarında tıbbi cihaz da kullanılamaz hale gelecek.
Üniversitelerde, bilimsel araştırma ve çalışmalar aksayacak ve para kazanmaya yönelik hekimlik faaliyetleri ön plana çıkacak.
Ülkemizde bir mühendis, mimar, iktisatçı istediği kadar şirkette çalışabilir ve bu çalışmalarının karşılığını sınırlama olmadan alabilir. Sıra doktorlara gelince, çalışması yönünden sınırlama var. Anayasa’nın güvence altına aldığı çalışma özgürlüğü (Md. 48) ve mesleğini icra etme hakkı elinden alınıyor (Md. 49).
Sağlık konusuna, önümüzdeki hafta da devam edeceğiz.
© 2009 - 2018 vergiburosu.com
- Tüm hakları saklıdır.