Bugün Gazetesi-25.06.2009
Sadettin ORHAN
SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ AYLIKLARI DÜŞÜRDÜ
Emekli aylıklarında en belirleyici faktör olan Aylık Bağlama Oranı, her sosyal güvenlik sistemi değişikliği sonrası düştü.
Bu nedenle, bir kimsenin hangi sistemin uygulandığı dönemdeki çalışması daha fazla ise emekli aylığı da buna göre yüksek veya düşük olacak…
Son zamanların güncel konularından birisi de emekliliği yakın olan çalışanların, çalışmaya devam ettikçe emekli aylıklarının düşüp düşmediği. Özellikle emeklilik şartlarını yerine getirdiği halde, sırf daha yüksek emekli aylığı hayaliyle prim gününü artırmak için çalışmaya devam edenler tedirgin durumda. Bu sorunun cevabını vermeden önce, emekli aylıkları nasıl hesaplanıyor, kısaca özetleyelim.
Aylıklar şöyle hesaplanıyor
Türkiye’de gerek emeklilik tarihinin gerek emekli aylığı tutarının hesaplanması son derece karmaşık bir mevzuata tabi. Aşağı yukarı her hükümet döneminde bir sistem değişikliğine gidildiğinden, kişilerin özel durumlarına göre bu bilgileri hesaplamak, ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Bu yüzden işin detayına girmeksizin, konu hakkında bir fikir vermeye çalışacağız. Ülkemizde emekli aylıkları üç ayrı sisteme göre hesaplanıyor;
2000 yılı öncesi sistem: Yüksek aylık dönemi,
2000 – 2008 arası sistem: Daha düşük aylık dönemi,
2008/Ekim sonrası yeni sistem: Daha daha düşük aylık dönemi. Görüldüğü üzere her sistem değişikliği, emekli aylıklarının daha düşük hesaplanması yönünde sonuçlanmıştır. Zira emekli aylıklarında en belirleyici faktör olan Aylık Bağlama Oranı, her değişiklik sonrası düşmüştür.
Bunun sonucu olarak, her üç dönem boyunca çalışması olan bir kişinin emekli aylığı karma sisteme göre hesaplanıp toplamı bulunur. Hal böyle olunca, bir kimsenin hangi sistemin uygulandığı dönemdeki çalışması daha fazla ise emekli aylığı da buna göre yüksek veya düşük olacaktır. Özellikle 2008/Ekim sonrasında emekli aylıklarını düşüren bir diğer uygulama da gelişme hızından, yani ülke büyümesinden emeklilerin aldığı payın yüzde 100’den yüzde 30’a düşürülmesi olmuştur.
Aylıkta şekerli su formülüne dikkat
Bütün çalışanların değil fakat bazı çalışanların hak ettikleri emekli aylıkları, çalışmaya/prim ödemeye devam ettikçe aydan aya bir miktar (1-2 TL) düşüyor. Bunlar; l 2000 yılı öncesinde çalışması veya prim ödemesi olup,
Bu prim ödemesi ile yaştan veya normal emekliliği hak ettiği halde, sırf emekli maaşını artırabilmek için prim ödemeye devam eden,
Ya da prim günü dolduğu halde yaşı beklerken prim ödemeye devam eden,
Ödemeye devam ettiği primleri de 2 bin TL’nin altında olanlardır. Bu kişilerin aylıklarının düşmesindeki temel sebep ise prim ödemeye devam ettikçe, toplam prim günü içerisinde yüksek aylık döneminin oransal olarak azalması, diğer dönemlerin artmasıdır. Örneğin bir kapta, şekerli su varken siz üzerine ne kadar şekersiz su ilave ederseniz, o suyun tadı o kadar azalır.
İşte 2000 yılı öncesi çalışmalar şekerli su, 2008 sonrası ödediğiniz primler ise şekersiz sudur. Prim ödemeye ne kadar devam ederseniz, aylığınızın ve dolayısıyla sizin tadınız da o kadar kaçar. Bunların dışındaki çalışanların, örneğin 2000 yılı sonrası işe başlayanların çalışmaya devam ettikçe emekli aylıkları düşmüyor, tam tersine artıyor. Zira bu çalışanlar zaten öncekilere göre düşük aylık sisteminde çalışıyorlar. Bu sistem içerisinde emekli aylığını artırmanın yolu ise ya daha uzun süre ya da daha yüksek seviyeden prim ödemektir.
SAİT DOĞAN: Sadettin bey benim doğum tarihim 29.06.1965, ilk işe giriş tarihim Eylül 1982. Toplam günüm 6300 gün. Gün ve çalışma yılı olarak doldurdum ve yaşı bekliyorum. Bazılarına göre prim ödemeye devam etmem durumunda her yıl için 40 TL bağlanacak maaş azalıyor deniyor bu doğru mu?
CEVAP: Değerli okurum, eğer primleriniz SGK’ya brüt 2000 TL’nin altında bildiriliyorsa, prim ödemeye devam etmeniz emekli aylığınızı düşürmektedir. Fakat evinizi geçindirmek için mecburen çalışacaksınız ve çalışınca da adınıza prim ödenecek. Yaştan emekli oluncaya kadar prim ödemeye devem edeceksiniz. Ancak imkanınız varsa brüt ücretinizin 2000 TL üzerinde bildirilmesini sağlayın.
“Sağlığım el verse iş ararım ama…”
Çektiği geçim sıkıntısına rağmen, sağlığı müsaade etmeği için çalışamayan bir emekli Muhsin Türkoğlu. Yaklaşık sekiz sene önce emekliye ayrılan Türkoğlu, SSK’ya 1976 yılında girişini yaptırmış ve belirli bir süre Bağkur’a kayıtlı olarak çalıştıktan sonra, toplam 25 sene prim yatırarak emekliliğe hak kazanmış. İş hayatına terzi kalfası olarak adım atmış. 53 yaşında ve 3 çocuk sahibi. 630 TL. emekli maaşı alıyor.
Bu parayla geçinmenin mümkün olmadığını görünce, sanki hiç emekli olmamış gibi çalışmaya devam etmiş. Türkoğlu, “Yatmayla işler yürümüyor, mecburen çalışmak zorunda kaldık” diyor. Emekliliğin ardından tekstil sektöründe ve hazır giyim atölyelerinde ara eleman olarak çalışmış. Üç yıl evvel trafik kazası geçiren ve daha sonra da bypass ameliyatı olan Türkoğlu, işten ayrılmak zorunda kalmış.
Maaşıma gelen zam, elektriğe gelen zammı bile karşılamıyor
Bir taraftan da emekli olma şansını yakaladığı için mutlu olduğunu ifade eden Türkoğlu, “Maaşıma en son 20 Lira zam verildi. Oysa temel doğalgazda benim faturama yansıyan gider en az 80 Lira arttı. Çocuklar ufak tefek yardımcı oluyor; sağ olsunlar. Ancak iki gün sonra onlar da kendi yuvalarını kuracaklar. Bu maaşla en küçük çocuğumu nasıl okuturum onu düşünüyorum” diyor.
EMEKLİ HİKAYELERİ
Sabahattin Durmaz (52)
“Emekliliği sadece hayal ediyorum”
Prim eksiğini ödeyemediği için emekli olamayanlardan biri Sabahattin Durmaz. 52 yaşında emekli olabilmenin, hiç olmazsa sosyal bir güvenceye kavuşmanın hayalini kuruyor. Su taşımacılığı işiyle uğraşan Durmaz’ın, iki adet eski aracı var.
Daha önce akaryakıt işiyle uğraştığını anlatan Durmaz’, şimdilerde otellerin, parkların havuzlarını doldurmak üzere kullanılan suların nakliyesini yapıyor. 1981 yılında SSK’ya sigorta girişi yapılmış. 2610 gün ödenmiş primi var. Bir ara geçirdiği rahatsız nedeniyle çalışamamış.
Sonraki dönemde ise 22 bin TL. gibi hayli yüksek bir ücret ödeyerek prim eksiklerini kapatmış. Ancak kurumunu Bağkur’a çeviren Durmaz, buranın da 13 bin TL borç çıkardığını, bu parayı ödeyemediği için de emekli olamadığını söylüyor. Şimdilik, emekli olmanın hayalini kurmakla yetinen Durmaz’ın emeklilikten beklentisi de iyi bir hayat yaşamak.
“Refah içinde bir hayat istiyorum”
600 Lira maaşla geçinmenin bile mümkün olmadığını anlatan Durmaz, “Avrupalılar gibi refah içinde bir hayat hayal ediyorum. Eşimi de yanıma alıp tatil yapmak istiyorum. Ancak şimdilik günübirlik deniz sefalarıyla geçiştiriyoruz bu özlemi” diyor.
Kadir Çınarlıbel (58)
“Evin delikanlısı benim. Çalışmam”
Kadir Çınarlıbel, 58 yaşında ve işçi emeklisi. Su motoru imalatı yapan bir fabrikadan emekli Kadir Çınarlıbel. 23 yıl primi ödendikten sonra, 2 sene askerlik yaptığı süreyi de saydırınca, 1998 yılında SSK’dan emekli olmaya hak kazanmış. Şu anda hiçbir iş yapmasa da emekli olduktan sonra 6 yıl boyunca, çalıştığı fabrikanın servisliğini yapmış. İşlerin azlığı nedeniyle dükkânını kapatmak zorunda kalmış.
Emsallerine göre, nispeten daha iyi bir emeklilik geçiriyor Kadir Bey. En azından çalışmak o kadar da elzem değil onun için. Bu durum maddi açıdan onu çok rahatlatmış. 790 TL emekli maaşı var. Fiziksel aktiviteye dayalı bir mesleği olan Çınarlıbel, “Çalışmak zorunda olsam da çalışamam zaten. Bel fıtığı ameliyatı geçirdim. Şimdi ancak evin işlerini, alışverişini yapabiliyorum” diyor.
“Tam bir emeklilik hayatı yaşıyorum”
Çocuklarının faturalarını yatırdığını ve ufak tefek tamirat işlerini yaptığını söyleyen Çınarlıbel, ” Emekli olduktan sonra evin delikanlısı ben oldum. Onların işlerini de ben hallediyorum” diyor. Türkiye’de emeklilerin sorunlarına değinilmediğinden yakınan Kadir Bey, “Bizim imkânımız oldu da evimizi yaptık. Ya olmasaydı? Medya da bu konuda eksik kalıyor” diyor.
© 2009 - 2018 vergiburosu.com
- Tüm hakları saklıdır.