Sitenin Kapıcısına Damga Vergisi Yok Yöneticisine Var-Veysi Seviğ – Bumin Doğrusöz

Referans Gazetesi-04.11.2009

Veysi SEVİĞ-Bumin DOĞRUSÖZ

SİTENİN KAPICISINA DAMGA VERGİSİ YOK YÖNETİCİSİNE VAR

Birden fazla konutun yer aldığı sitelerde görevli olan kapıcı, bahçıvan ve hizmetlilerin ücretlerinden Damga Vergisi kesintisi yapılmaz. Ancak site yönetim ve denetim kurulunda görevli olanlara yapılan huzur hakkı ödemeleri binde 6 oranında Damga Vergisi’ne tabi olur.

SORU: Birden fazla konutun yer aldığı ve site olarak adlandırılan oturma mahallerinde sitenin ortak ihtiyacı için site yönetimince istihdam edilen temizlik görevlileri, tamir ve bakım görevlileri, elektrik teknisyeni ile yeşil alanın tanzimi ve bakımından sorumlu tutulan bahçıvanlara yapılan ücret ödemeleri ile site yönetim ve denetim kurulunda görevli olanlara ödenen huzur hakları için düzenlenen belgeler Damga Vergisi’ne tabi midir?

YANIT: Damga Vergisi Yasası’nın birinci maddesinde hükme bağlandığı üzere bu yasaya ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtlar Damga Vergisi’ne tabidir. Damga Vergisi uygulaması açısından kâğıt terimi, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade etmektedir.

Diğer yandan Damga Vergisi Yasası’na ekli (1) sayılı tabloda Damga Vergisi’ne tabi kâğıtlar dört ana başlık altında toplanmış olup, “IV Makbuzlar ve diğer kâğıtlar” başlığı altında “Makbuzlar” arasında sayılan (1/b) fıkrasında “Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kâğıtların da binde altı oranında Damga Vergisi’ne tabi tutulması” öngörülmüştür. Bu tür ödemeler avans olarak yapılsa dahi yapılan ödeme miktarı üzerinden binde altı oranında Damga Vergisi hesaplanması gerekmektedir.

Buna karşılık aynı yasaya ekli (2) sayılı tablo “Damga Vergisi’nden istisna edilen kâğıtlar” başlığını taşımakta olup, bu tabloda “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar” başlığı altındaki bölümün 34 numaralı fıkrasında “Ticari, zirai veya mesleki faaliyetlere ilişkin olmamak şartıyla gerçek kişiler arasında düzenlenen akitlerle ilgili kâğıtlar ile Gelir Vergisi Yasası’nın 23’üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kâğıtların resmi dairelere veya notere ibraz edilmemeleri koşuluyla vergiye tabi tutulmamaları öngörülmüştür.

Ancak söz konusu kâğıtların resmi dairelere veya noterlere ibraz edilmeleri halinde, ibraz tarihi itibariyle bu kâğıtlar vergiye tabi tutulur ve vergisi söz konusu kâğıtları ibraz edenlerce ödenir.

Dolayısıyla, bir ticareti mahalli olmayan ve konut olarak kullanılan site yönetiminde, istihdam edilen kapıcı, bahçıvan ve hizmetlilerin ücretlerinden Damga Vergisi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Buna karşılık site yönetim ve denetim kurulunda görevli olanlara yapılan huzur hakkı ödemeleri ve sitede diğer unvanlarla çalıştırılan işçilere yapılan ücret ödemeleri ile sitede diğer unvanlarla çalıştırılan işçilere yapılan ücret ödemeleri Damga Vergisi Yasası’na ekli (1) sayılı tablonun (IV1-b) fıkrasına göre binde altı nispetinde Damga Vergisi’ne tabi tutulacaktır. (V. Seviğ)

SİPARİŞ AVANSINDAN DOĞAN ALACAĞA KARŞILIK AYRILMASI

SORU: Geçen yıl bir AŞ’ye vermiş olduğumuz sipariş avansı karşılığı alacağımız, söz konusu şirketin yapılan sözleşme hükümlerine uygun teslimatı gerçekleştirememesi nedeniyle dava konusu oldu. Bu durumda vermiş olduğumuz sipariş avansı için karşılık ayırabilir miyiz?

YANIT: Vergi Usul Yasası’nın 323’üncü maddesi uyarınca “Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

* Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

* Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek düşük derecede düşük alacaklar, Şüpheli alacak” sayılmaktadır.

Yasal düzenleme gereği olarak yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilmektedir.

Var olan bir alacağın ödenmemesi veya taraflar arasında uyuşmazlık konusu olması durumunda, bu alacağa karşılık ayrılabilmesi için ticari veya zirai kazançla ilgili bir faaliyetten kaynaklanması ve bu kazançların elde edilmesi ve/veya idame ettirilmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Bu bağlamda işletmenin esas faaliyeti dışında, kayıtlara hasılat olarak girmeyen veya ticareti yapılacak veya üretilecek mal veya hizmetin maliyeti ile ilgisi olmayan alacakların, tahsilinde güçlük doğsa bile bu tür alacakların şüpheli alacak olarak değerlendirilmesi ve karşılık ayrılması söz konusu olamaz.

Uygulamada “herhangi bir malın tesliminden veya ifasından önce satış bedeline mahsuben yapılan ödemeler olarak tanımlayabileceğimiz avanslar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmamaktadır.” (Beyanname Düzenleme Kılavuzu, HUD Yayınları, Sf: 1125)

Ancak karşılık ayrılacak alacağın şüpheli sayılabilmesi için mutlaka kayıtlara daha önce hasılat kaydedilmesi gerekeceği konusunda yasa maddesinde açık bir hüküm yoktur. Fakat sözü edilen maddede değişiklik yapan 2365 sayılı kanunun madde gerekçesinde karşılık ayrılmak suretiyle zarara intikal ettirilecek alacağın ticari veya zirai faaliyetin idame ettirilmesi ile ilgili olması, diğer bir ifade ile alacağın daha önce hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle daha önce “mal temini için verilen avanslara şüpheli alacak karşılığı ayrılmaz” şeklindeki görüşler karşısında, vergi idaresi, iktisadi ve ticari hayatın günümüzde geldiği nokta ve işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmek için gerekli organizasyon ve finansman kaynaklarını dikkate alarak aksi yönde görüş oluşmuştur. (Özyer, M. Ali “Vergi Usul Kanunu Uygulaması” 4. Baskı HUD Yayınları 2008, Sf: 774)

Sipariş avanslarının, sipariş konusu değerlerin yapılan sözleşmeye uygun şekilde siparişi verene teslim edilmemesi halinde ortaya çıkan uyuşmazlık nedeniyle şüpheli alacak olarak değerlendirilmesinin mümkün olup olmayacağı konusunda var olan farklı görüşler nedeniyle durumunuzu bağlı bulunduğunuz vergi dairesine yazı ile bildirerek görüş istemeniz ve alacağınız yanıta göre hareket etmeniz daha doğru olacaktır. (V. Seviğ)

ALINAN MALIN ÇALINTI OLMASI

SORU: İşletmemiz bazı kişilerden atık malzeme almaktadır. Bu kişilerden alışlarımızı gider pusulası ile yapmaktayız. Ancak bizim sektörde son zamanlarda çalıntı mal satışı çok olmaya başladı. Böyle bir durumda alışlarımızın çalıntı olmaması için nasıl bir önlem almalıyız.

YANIT: Bu konuda daha çok işletmenizce tanınan ve bilinen kişiler tarafından yapılan satışların şirketinizce kabul edilmesi, tanınmayan kişilerden alışlarda da dikkatli davranılması gerekmektedir.

Diğer yandan sorunuzdan da anlaşıldığı üzere alışlarınızı gider pusulası ile yaptığınızdan, söz konusu belge tarafınızdan düzenlenirken satıcının kimliğini doğru tespit etmeniz, bu aşamada mutlak suretle kendilerine ait nüfus cüzdanlarını talep ederek, söz konusu cüzdanların fotokopisini düzenleyeceğiniz gider pusulasına eklemeniz, ayrıca söz konusu kişilerin açık adreslerini yine gider pusulası üzerine yazdıktan sonra bu kişilerin ıslak imzasını almanız halinde ileride bu konuda çıkacak bir olayda söz konusu malları kimden aldığınızı kanıtlamanız daha kolay olacaktır. (V. Seviğ)

KASIM AYI MALİ TAKVİMİ

9 KASIM

* Ekim 2009 dönemi çeklere ait Değerli Kâğıtlar Vergisi bildirimi ve ödemesi

10 KASIM

* 16-31 Ekim 2009 dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi’nin beyanı ve ödemesi

* 16-31 Ekim 2009 dönemine ait noterlerce yapılan makbuz karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi ve ödenmesi

16 KASIM

* 2009 3. geçici vergi dönemine ait Gelir Vergisi beyanı

* 2009 3. geçici vergi dönemine ait Kurumlar Vergisi beyanı

* Ekim 2009 dönemi kolalı gazozlar, alkollü içecekler ve tütün mamullerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi beyanı ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemi motorlu taşıt araçlarına ilişkin (tescile tabi olmayanlar) Özel Tüketim Vergisi beyanı ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemi dayanıklı tüketim malları ve diğer mallara ilişkin Özel Tüketim Vergisi’nin beyanı ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemi BSMV beyanı ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemi Özel İletişim Vergisi beyanı ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemi KKDF kesintilerinin bildirim ve ödemesi

17 KASIM

* 2009 3. geçici vergi dönemine ait Gelir Vergisi ödemesi

* 2009 3. geçici vergi dönemine ait Kurumlar Vergisi ödemesi

20 KASIM

* Ekim 2009 dönemine ait kolalı gazozlara ilişkin Ek:7 No’lu ÖTV bildirim formu

* Ekim 2009 dönemine ait alkollü içeceklere ilişkin Ek:8 No’lu ÖTV bildirim formu

* Ekim 2009 dönemine ait tütün mamullerine ilişkin Ek:9 No’lu ÖTV bildirim formu

* Ekim 2009 dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin Ek:4 No’lu ÖTV bildirim formu

* Ekim 2009 dönemine ait dayanıklı tüketim ve diğer mallarına ilişkin ek:10 no’lu ÖTV bildirim formu

* Ekim 2009 dönemine ait yarışma ve çekiliş ile futbol müsabakalarına ve at yarışlarına ait İntikal Vergisi beyanı ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemi İlan ve Reklam Vergisi beyanı ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemine ait Şans Oyunları Vergisi’nin beyanı ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemi müşterek bahislere ait Eğlence Vergisi beyan ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemine ait Yangın Sigortası Vergisi beyanı ve ödemesi

* Ekim 2009 dönemine ait Elektrik ve Havagazı Tüketimi Vergisi beyanı ve ödemesi

23 KASIM

* Ekim 2009 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının muhtasar beyanname ile beyanı

* Ekim 2009 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının muhtasar beyanname ile beyanı

* Ekim 2009 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen Damga Vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken Damga Vergisi’nin beyanı

24 KASIM

* Ekim 2009 dönemi Katma Değer Vergisi’nin beyanı

* 1-15 Kasım 2009 dönemine ait noterlerce yapılan makbuz karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi ve ödenmesi

25 KASIM

* 1-15 Kasım 2009 dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi’nin beyanı ve ödemesi

26 KASIM

* Ekim 2009 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının ödenmesi

* Ekim 2009 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının ödenmesi

* Ekim 2009 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen Damga Vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken Damga Vergisi’nin ödenmesi

* Ekim 2009 Dönemi Katma Değer Vergisi’nin ödenmesi

1 ARALIK

* Ekim 2009 dönemi 4/1-a kapsamında sigortalı (SSK’lı) olanlara ilişkin aylık prim ve hizmet bildirgelerinin verilmesi

* Ekim 2009 dönemine ait Haberleşme Vergisi’nin beyanı ve ödemesi

* 2009 Yılı Emlak Vergisi 2. taksit ödemesi

* 2009 Yılı Çevre Temizlik Vergisi 2. taksit ödemesi

* Veraset ve İntikal Vergisi 2. taksit ödemesi

* Ekim 2009 dönemi SSK sigorta primlerinin ödemesi

* Bağ-Kur sigortalılarının kasım 2009 sigorta primi ve sağlık sigorta primlerinin ödemesi

ÖZELGELERDE

GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI

1. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 24.8.2009 tarih ve 7098 sayılı özelgesi

“Gayrimenkul sermaye iratlarında elde etme açısından tahsil esası geçerli olduğundan, henüz tahsil edilemeyen kira gelirlerinin yıllık Gelir Vergisi beyannamesinde dahil edilmesi gerekmemektedir. Ancak, tahsil edilememesi sebebiyle beyan edilmeyen kira gelirlerine ilişkin tevkif suretiyle kesilen Gelir Vergisi’nin bulunması halinde söz konusu verginin de yıllık Gelir Vergisi beyannamesinden mahsubu mümkün değildir.”

2. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 18.9.2009 tarih ve 7864 sayılı özelgesi

268 seri no’lu GVK Genel Tebliğ düzenlemesi ile 1.11.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere işyeri ve konut (konutlarda 500 TL üzerindeki kira bedelleri için geçerli olmak üzere) kira bedellerinin banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenecek belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bununla beraber, işyeri sahibinin yurtdışında ikamet etmesi ve Türkiye’de de banka hesabının olmaması nedeniyle tevsik zorunluluğunu kendi elinde olmayan sebeplerle yerine getiremeyen kiracının banka veya posta teşkilatı aracılığıyla işyeri sahibi veya tayin ettiği vekil için hesap açtırılmaksızın ‘isme havale veya EFT’ yoluyla kira bedelini göndermesi halinde kiracının kira ödemesini belgelendirme yükümlülüğünü yerine getirdiği kabul edilir.”

3. Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 16.2.2008 tarih ve 554 sayılı özelgesi

“Tevkifat gerçek kişilerin gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin gelir vergilerine mahsuben yapılacağından, kurumların bu mahiyette elde ettiği iratlardan ödeme yapanlar tarafından tevkifat yapılmaz. Herhangi bir işletmenin aktifinde kayıtlı gayrimenkul veya hakların kiraya verilmesi karşılığında elde edilen kazanç ticari kazanç olarak kabul edildiğinden, gayrimenkul sermaye iradı niteliğinde olmayan bu tür ödemeler üzerinden tevkifat yapılması da söz konusu değildir. Buna göre ticari işletmeye dahil araçların başhekimlik tarafından kiralanması durumunda, elde edilen kazanç, ticari kazancın tespitine ilişkin hükümler gereğince değerlendirileceğinden tevkifat yapılmaz, vergi mükellefi olmayan gerçek kişilerden araç kiralanması halinde ise yapılacak ödemeler üzerinden GVK’nın 94/5-a hükmü uyarınca tevkifat yapılır.”

4. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 8.5.2009 tarih ve 911 sayılı özelgesi

“Elde edilen gayrimenkul sermaye iradı için verilecek beyannamede, götürü ya da gerçek gider usulünün seçilmesi mükellefin iradesine bırakılmıştır. Ancak GVK’nın 74/3. fıkrası uyarınca götürü gider usulünü seçenlerin iki yıl geçmedikçe bu usulden dönmesi mümkün değildir. Ayrıca, yine GVK’nın 74/1. fıkrasının 10. bendi uyarınca, sahibi bulunulan konutun kiraya verilmesi halinde oturulan konutun kira bedelinin elde edilen gayri safi hasılattan indirim konusu yapılması mümkündür. Bu hüküm ve açıklamalar uyarınca, aynı takvim yılı içinde gerçek gider usulünü seçerek düzeltme beyannamesi verilmesi halinde, eşle birlikte oturulan konut veya lojman için ödenen kira bedelinin (istisnaya isabet eden kısım hariç) evlilik birlikteliğinde müşterek bir gider olması nedeniyle kira gelirinden indirim konusu yapılması mümkündür.”

5. Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 14.1.2009 tarih ve 153 sayılı özelgesi

“GVK’nın 70. maddesinde, gayrimenkul sermaye iratları bentler halinde sayılmış olup, aynı kanunun 72. maddesinde de gayrimenkul sermaye iratlarında, gayri safi hasılat, 70. maddede yazılı mal ve hakların kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak nakden veya aynen tahsil edilen kira bedelleri tutarlarıdır, hükmüne yer verilmiştir. GVK’nın 94. maddesinde hangi ödemelerde, kimler tarafından yapılan ödemelerde tevkifat yapılacağı düzenlenmiştir. Söz konusu hükümler uyarınca, mükellef tarafından, sorumlu sıfatıyla kira sözleşmesine istinaden, kira döneminin (15.7.2008-15.7.2009) tamamı için ödenen kira bedeli üzerinden kesilerek beyan edilen ve bu beyan üzerinden vergi dairesince de tahakkuk ettirilen gelir stopajının (kira) ödevlinin şube işyerini terk ettiği tarihten (30.11.2008) sonraki döneme isabet eden kısmının VUK’nın düzeltme hükümlerine ilişkin 116, 117. ve müteakip maddeleri gereğince terkin edilmesi gerekir.”

6. Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 19.1.2009 tarih ve 214 sayılı özelgesi

“Gayrimenkul sermaye iradının safi iradının tespitinde gerçek gider usulünün seçilmiş olunması halinde, beyan edilecek kira gelirinden, ancak ikamet edilen konut (lojman) için ödenen kira bedelinin indirilmesi mümkün olup, okuyan kız çocuğu için ödenen kira bedelinin indirim konusu yapılması mümkün değildir.”

7. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 27.11.2008 tarih ve 4613 sayılı özelgesi

“Mülk sahibi eşin yatalak olduğu ve açılmış olan vesayet davasının da devam ettiği belirtilerek, söz konusu eşin sahibi olduğu işyeri kira ödemelerinin diğer eş adına açılacak olan banka hesabına yatırılmasının mümkün olup olmadığı sorulmuştur. Kira bedellerinin mülk sahibi olmayan eş adına açılacak banka hesabına yatırılması, 268 seri no’lu GVK Genel Tebliği’nde düzenlenen kira ödemelerinin tevsik edilmesi düzenlemesine uygun değildir. Mülk sahibi eş tarafından verilecek olan vekâletnameye istinaden yine söz konusu mülk sahibi eş adına açılacak banka hesabına kiracı tarafından kira bedellerinin yatırılması veya posta teşkilatı vasıtasıyla mülk sahibi eşe ödemlerin yapılması gerekir.”

8. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 4.11.2008 tarih ve 4236 sayılı özelgesi

“Medeni Kanun’a göre gayrimenkuller üzerindeki sahiplik, tapuya tescil ile meydana gelmektedir. Dolayısıyla kira gelirlerinin gayrimenkulün tapuda adına kayıtlı olan maliki tarafından beyan edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Buna göre tapuda adınıza kayıtlı gayrimenkullerin maliki durumunda bulunan kişinin, söz konusu taşınmazlara ait kira kontratları çocukları adına düzenlenmiş olsa ve kira tahsilatları da onlar tarafından yapılsa dahi, kira gelirlerini ikamet ettiği yerin bağlı bulunduğu vergi dairesine yıllık beyanname ile beyan etmesi gerekmektedir.”

SÖZÜN ÖZÜ

En büyük bilgelik, kendine egemen olabilmektir. Eurupides

Print Preview

Site içeriği Mali Müşavir İsmail ŞENGÜN tarafından sağlanmaktadır. Hizmet sağlayıcı İzmir merkezlidir.

Detaylı bilgi için ortakmusavir.com adresini ziyaret ediniz.

© 2009 - 2018 vergiburosu.com
- Tüm hakları saklıdır.

modul
single - 26 - 0,082