Referans Gazetesi-12.06.2009
Veysi SEVİĞ
ÜLKEMİZDE YABANCILARA YATIRIM KOLAYLIĞI
Dünya üzerinde yaşanmakta olan küresel boyuttaki finansman krizinde yabancı sermayenin en sorunsuz ve güvenceli bir biçimde yatırım yapabileceği ülkelerin başında Türkiye gelmektedir.
Türkiye’nin coğrafi konumu ve dört mevsimin koşullarını aynı zaman bölümünde yaşayan iklim yapısı yanında sağlık gibi insan varlığına yönelik olanakları halen mevcut vergi düzenlemeleri ile de yabancı yatırımcılar açısından cazip bir ülke olmasına karşın, sağlamış bulunduğu vergisel avantajların iyi tanıtılamaması ve bürokratik işlemlerdeki gecikmeler ülkemizin bu avantajlarından yararlanılmasını engellemektedir.
Öncelikle yabancı yatırımcıların ülkemizdeki şirketlere ortak olmaları halinde elde edecekleri kâr payları çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları çerçevesinde en yüksek yüzde 15 oranında vergilendirilmektedir. Bu bağlamda hisse senedi alım satım kazançları ise gerçek kişilerde sıfır oranında vergiye tabi tutulmaktadır.
Teknik olarak dar mükellef olarak tanımlanan yabancıların ülkemizdeki kuruluşlara ortak olarak yatırım yapmaları halinde Türkiye’de elde ettikleri kâr payları için herhangi bir beyanda bulunmaları söz konusu olmadığı gibi diledikleri takdirde hisselerini satarak Türkiye’de değerlendirdikleri sermayelerini yurtdışına çıkarabilmektedirler.
Diğer yandan dar mükellef konumunda olan yabancı bir kişi Gelir Vergisi Yasası’nın 7/1’inci maddesinin parantez içi hükmü uyarınca Türkiye’de bir iş merkezi olmaması koşuluyla ihraç edilmek üzere satın aldığı veya imal ettiği malları Türkiye’de satmaksızın yabancı ülkelere göndermeleri halinde bu işlerden elde ettikleri kazançlar da Gelir Vergisi’ne tabi tutulmamaktadır.
Böyle bir durumda yabancıların Türkiye’de satın aldıkları mallarla yeni ürünler meydana getirmesi, daha açıkçası üretim yaparak yurtdışına göndermesi ve pazarlaması Türkiye’de satılmaması koşuluyla vergilendirilmemektedir.
Bu hükme paralel bir hüküm de Kurumlar Vergisi Yasası’nda bulunmaktadır. Kurumlar Vergisi Yasası’nın 3/a maddesinin parantez içi hükmü gereği olarak ülkemizde dar mükellef konumunda olan bir kurum veya kurum temsilcilerinin Türkiye’ye satın aldıkları malları Türkiye’de satmaksızın yabancı ülkelere göndermeleri halinde bu işlemlerden doğan kazançlar vergiye tabi tutulmamaktadır. Söz konusu bağışıklıktan yararlanabilmek için Türkiye’de satın alınan malların Türkiye’de satılmaksızın yurtdışına gönderilmesi ve yurtdışına satılması gerekmektedir.
Mevcut her iki yasa maddesi yabancı yatırımcılara bir anlamda Türkiye’de üretilen malların Türkiye’de satın alınarak yabancı ülkelere yabancı yatırımcılar tarafından gönderilmesi halinde elde edilen kazancın vergiye tabi tutulmaması suretiyle önemli bir vergi kolaylığı sağlanmış olmaktadır. Bu tür malların Katma Değer Vergisi’ne tabi olması halinde söz konusu vergi malın yurtdışına gönderilmesi halinde geri alınabilmektedir.
Ancak uygulamada söz konusu olanakların iyi tanıtılmaması özellikle konuya ilişkin olarak işyeri oluşturulmasının diğer mevzuat dizisi açısından zaman zaman sorun yaratması bazı yabancı yatırımcıları tedirgin etmemektedir.
Türkiye’de kurulan sanayi tesislerine yurtdışından hammadde getirilerek işlenmesi ve bilahare tekrar mahreç (asıl) ülkeye gönderilmesi halinde ülkemize yapılan fason işçilik işlemlerinde var olan vergisel kolaylıklar diğer benzer ülkelere göre avantajlıdır. Ancak ülkemizde işçi üzerinde var olan kamusal pay alma ağırlığı yabancı yatırımcıların ülkemizde fason imalata yönelik yatırım yapmalarını engellemektedir.
Türkiye’nin bütçe gelirlerinin yetersiz kalması nedeniyle ortaya çıkan borçlanma gereksiniminde yabancı yatırımcılara vergisel açıdan ayrı bir kolaylık sağlanmış bulunmaktadır. Halihazırda da kamu borçlanmalarında dünya ülkeleri içinde en yüksek faizi ödeyen ülkemizde yabancılara ödenen faizler sıfır oranında stopaja tabi tutulmak suretiyle yapılan devlet tahvili ve Hazine bonosu faizleri yabancı yatırımcılara net olarak ödenmektedir.
Yabancı yatırımcıların ülkemizde var olan vergisel kolaylıklardan yeterince haberdar olmamaları ve bu bağlamda da bürokratik işlemlerde zaman zaman karşılaştıkları zorluklar ülkemizin olanaklarından yararlanmalarını sınırlandırmaktadır.
Sanayi alanında yapılacak olan yatırımların daha cazip hale getirilebilmesi için ülkemizde çalışanların üzerinde kalan ve istihdamın maliyetini artıran kamu paylarında belli bir indirim yapılması halinde ülkemiz yabancı sermaye yatırımları için daha da cazip hale gelebilecektir.
Ülkemizde bölgesel olarak yapılan düzenlemelerde yerli ve yabancı ayrımı yapılmaksızın hem Gelir ve Kurumlar Vergisi açısından ve hem de istihdamın maliyetini azaltıcı uygulamalar yapılmakta olup, bu konuda yabancı yatırımcılar yeterince bilgilendirilmediği için bu bölgelere yabancı yatırımcıların yeterli ilgili gösteremedikleri gözlenmektedir. Konuya ilişkin olarak son yıllarda özellikle teknik araştırma ve geliştirmeye yönelik proje üretimi konusunda sağlanan vergi avantajları iyi tanıtılmadığı için yabancı sermaye bu alana yönlendirilememiştir.
© 2009 - 2018 vergiburosu.com
- Tüm hakları saklıdır.