Yurtdışına Gönderilen Eşantiyon Mala KDV İadesi Alınabilir – Veysi Seviğ-Bumin Doğrusöz

Referans Gazetesi-11.11.2009

Veysi SEVİĞ-Bumin DOĞRUSÖZ

YURTDIŞINA GÖNDERİLEN EŞANTİYON MALA KDV İADESİ ALINABİLİR

SORU: Yurtdışına yapmakta bulunduğumuz ihracat konusu mallarla ilgili olarak yeni ürünler geliştirdik. Ancak bu ürünlerin tanıtımı için bazı müşterilerimize belli miktarda bedelsiz olarak gönderiyoruz. Bu malların üretimi ve satın alınması sırasında yüklenmiş bulunduğumuz Katma Değer Vergisi’ni ihracat istisnası kapsamında geri alabilir miyiz?

YANIT: 06.6.2006 gün ve 26190 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İhracat Yönetmeliği”nde yer alan tanımlamaya göre “İhracat”; bir malın yürürlükteki ihracat mevzuatı ile gümrük mevzuatına uygun şekilde Türkiye gümrük bölgesi dışına veya Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından ihracat olarak kabul edilen sair çıkışlardır. Diğer yandan yine 12.7.2008 gün ve 26934 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Bedelsiz İhracat” ile ilgili tebliğe göre “Gerçek veya tüzelkişiler tarafından götürülen veya gönderilen hediyeler, miktarı ticari teamüllere uygun numuneler ile reklam ve tanıtım malları, yeniden kullanıma veya geri dönüşüme konu ithal edilmiş mal ve ambalaj malzemeleri” de ihracat sayılmaktadır.

Katma Değer Vergisi Yasası’nın 12’nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki şartların yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Şöyle ki;

* Teslim yurtdışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antrepo işleticisine tevdi edilmelidir.

* Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurtdışındaki alıcı adına hareket eden yurtiçindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir değerlendirilmesi durumu değiştirmez.

Aynı yasanın 32’nci maddesi gereği olarak “Mal ve hizmet ihracatı ile diğer istisna konusu işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisi mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi’nden indirim konusu yapılmaktadır. Bu bağlamda vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen Katma Değer Vergisi Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilen esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade edilmektedir.

Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı 17 numaralı Katma Değer Vergisi ile ilgili sirkülerde yönlendirici nitelikte açıklama yapmıştır. Buna göre de Katma Değer Vergisi Yasası’nın 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslim edilen malların bedelsiz olarak yurtdışına çıkarılması durumunda yüklenilen Katma Değer Vergisi tecil, terkin konusu yapılabilmektedir.

Söz konusu sirkülerle yapılan açıklamalar çerçevesinde Katma Değer Vergisi Yasası’nın 12’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan koşullar çerçevesinde gerçekleştirilen bedelsiz ihracatın gümrük beyannamesi ile ilgili makamdan yani Gümrük İdaresi, İhracatçı Birlikleri, Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan alınan izin yazısı ile tevsik edilmesi (kanıtlanması) koşuluyla söz konusu mallarda imalatçılar tarafından ihraç koşuluyla teslim edilen mal olarak kabul edilmektedir.

Dolayısıyla yurtdışına reklam ve/veya tanıtım amacıyla bedelsiz gönderilen (ihraç edilen) mallar için yüklenilen Katma Değer Vergisi’nin de iade konusu yapılması mümkündür.

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilmiş bulunan bir özelgeye göre de “bedelsiz ihracat dolayısıyla yüklenilen vergilerin nakden veya mahsuben iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmaktadır.” (Daha fazla bilgi için bakınız: Özcan, Zekai. “Bedelsiz İhracatta Katma Değer Vergisi İadesi” Diyalog Süryay Yayınları, Sayı 258, Sf: 113-116) (V. Seviğ)

YARGI KARARLARINDA

İFLASIN ERTELENMESİ

1. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin E.2005/8068, K.2005/12544 sayı ve 15.12.2005 tarihli kararı

“Daha öncesinde 1 yıl süre ile iflasının ertelenmesine karar verilen şirket tarafından, şirketin kayyum heyeti nezaretinde faaliyetine devam ettiği ve alacaklıların iflasa nazaran daha fazla hakka sahip olma imkânına sahip olduğu gerekçesiyle, iflas ertelemesinin 1 yıl süreyle uzatılması talebi ile açılan davanın kabulüne karar verilmiş ise de erteleme kararı şekli anlamda kesinleşmeden erteleme süresinin uzatılmasına karar verilemez. Mahkemece iflasın ertelenmesi talebinin sonucunun beklenilerek karar verilmesi gerekirken davanın kabulü yönündeki kararı yerinde ve hukuka uygun görülmemiştir.”

2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin E.2008/17246, K.2008/21403 sayı ve 2.12.2008 tarihli kararı

“İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 179/b maddesi gereğince, iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Ancak, İİK’nın 206. maddesinin 1. sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. İşçilerin, iş ilişkisine dayalı ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, İİK’nın 206/1. sırasında yer alan alacaklardandır. Bu sebeple varlığı ihtilafsız olan kıdem tazminatı alacağının tahsili için açılmış olan haciz yoluyla icra talebini, davalı şirket hakkında iflasın ertelenmesine kararı verilmiş olduğu gerekçesiyle reddeden yerel mahkeme kararında isabet görülmemiştir.”

ÖZELGELERDE

İFLASIN ERTELENMESİ

1. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23.7.2009 tarih ve 25281 sayılı özelgesi

“İflasın ertelenmesi, şirketi idare veya temsille görevlendirilmiş olanlar ya da alacaklılar tarafından iyileştirme projesinin hazırlanıp mahkemeye ibrazı ve mahkemenin de bu projeyi inandırıcı bulması halinde söz konusudur. Bu kararın verilmesi firmadan alacağı olanların alacaklarını tahsil etme imkânını ortadan kaldırmamakta, sadece icra takipleri engellenmektedir. Erteleme kararı dava açsın açmasın tüm alacaklılar bakımından sonuç doğuracağından alacaklıların dava açmalarına ve icra takibi yapmalarına gerek yoktur. Bu nedenle gerek alacaklı olunan şirket hakkında iflasın ertelenmesi kararının verilmesi ile iflasa ilişkin şartların varlığının tamamen ortadan kalktığından söz edilemeyecek olması, gerekse iflası ertelenen borçlu şirketin takibinin İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 179/b hükmü uyarınca engellendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde iflası ertelenen şirketten tahsil edilemeyen ve kanunen takibine de imkân olmayan alacaklar için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, iflası ertelenen borçlu şirketin daha sonra iflas veya iflastan kurtulma halleri söz konusu olur ise ayrılan şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının tahsil edildikleri dönemde kâr/zarar hesabına intikal ettirileceği tabiidir.”

SÖZÜN ÖZÜ

Sınırsız vergileme gücü, neticede tahrip etme gücüne eşittir.

JOHN MARSHALL

Print Preview

Site içeriği Mali Müşavir İsmail ŞENGÜN tarafından sağlanmaktadır. Hizmet sağlayıcı İzmir merkezlidir.

Detaylı bilgi için ortakmusavir.com adresini ziyaret ediniz.

© 2009 - 2018 vergiburosu.com
- Tüm hakları saklıdır.

modul
single - 26 - 0,078